19 Kasım 2021 Cuma

Yâ Gavs-ı Â’zâm, muhabbet, seven ile sevilen arasında perdedir. Seven, sevilende yok olduğu zaman, yâni seven sevilenle var olduğunda, vusûl hâsıl olur.

 



Yâ Gavs-ı Â’zâm, muhabbet, seven ile sevilen arasında perdedir. Seven, sevilende yok olduğu zaman, yâni seven sevilenle var olduğunda, vusûl hâsıl olur.

Seven ve sevilen oluşumunda ikilik vardır yâni bir seven olarak düşünülen bir varlık bir de sevilen olarak düşünülen bir varlık vardır.
Bu nedenle bu sevme ve sevilme oluşumunu ortaya getiren muhabbet vahdete perde olur. Ancak muhabbetin vahdete perde olduğu devre seyri sülûkun sonlarında olan bir devredir. Kişilerde yolun başlarında bu muhabbet olmaz ise hiçbir şeyin peşinde koşmazlar.

Şeriat ve tarikat mertebesinde oluşan muhabbet nefsânidir, nefsâni bu muhabbet vâsıtasıyla kişi, hakîkâte doğru yol almaya başlar. Tarikattan hakîkâte geçişte ise bu nefsâni kaynaklı olan bu muhabbet kişiye perde olur. 
Çünkü tarikat düzeyinde kişi ilâhîler, zikirler gibi muhabbetler ile güzel bir duygusallığa bürünür ve bu hal nefsine hoş gelir ve ileriye gitmek istemez. 

Bu düzeyde aşılmaya başladığında hubbu ilâhî kişiye gelmeye başlar ve bununda dışarıda tezahuru olmaz. Kişi kendisindeki bu beşeri duyguların nefsinden geldiğini anladıktan sonra benim bunlara ihtiyacım yok diyerek isteksizlik haline geldiğinde artık kendisinde yok olmuştur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Your Ad Spot

Sayfalar