30 Kasım 2021 Salı

Nisa suresi 122.ayet-i kerimeSafvetü't-Tefasir

 


Nisa suresi 122.ayet-i kerimeSafvetü't-Tefasir


وَالَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ سَنُدْخِلُهُمْ جَنَّاتٍ تَجْر۪ي مِنْ تَحْتِهَا الْاَنْهَارُ خَالِد۪ينَ ف۪يهَٓا اَبَدًاۜ وَعْدَ اللّٰهِ حَقًّاۜ وَمَنْ اَصْدَقُ مِنَ اللّٰهِ ق۪يلًا

Velleżîne âmenû ve’amilû-ssâlihâti senudḣiluhum cennâtin tecrî min tahtihâ-l-enhâru ḣâlidîne fîhâ ebedâ(en)(c) va’da(A)llâhi hakkan vemen asdeku mina(A)llâhi kîlâ(n)

İman eden ve iyi işler yapanlar içinde ebedi kalmak üzere zemininden ırmaklar akan naim Cennetine koyacağız. Onlar buradan hiç ayrılmayacak ve zaval bulmayacaklardır.
(inanan ve iyi işler yapanları)اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ(kimseleri)وَالَّذ۪ينَ
  (akan)تَجْر۪ي (cennetlere)جَنَّاتٍ(sokacağız)سَنُدْخِلُهُمْ
اَبَدًاۜ(orada)ف۪يهَٓا(kalacaklardır)خَالِد۪ينَ (altlarından ırmaklar)مِنْ تَحْتِهَا الْاَنْهَارُ
(daha doğru)اَصْدَقُ(kim olabilir?)وَمَنْ(Bu Allah'ın gerçek bir va'didir)وَعْدَ اللّٰهِ حَقًّاۜ
(sözlü)ق۪يلً(Allah'tan)مِنَ اللّٰهِ

KELİMELERİN İZAHI

نَجْوٰيهُمْ :Necvâ, iki kişi arasındaki sır demektir. Vâhidî: "Necva, sadece iki kişi arasında olur" der.


يُشَاقِقِ :
"Muhalefet ediyor" demektir. Şikâk, düşmanlıkla birlikte muhalefet demektir. Muhaliflerden her biri, diğerinin bulunduğu şık (taraf) tan başka bir şıkta bulunduğu için, muhalefete şikâk denilmiştir.


مَر۪يدًاۙ :
Merîd, inatçı zorba demektir. Bir kimse, inat ve zorbacılık ettiğindeمَر۪دً denilir. Ezheri şöyle der: Bir kimse haddi aşıp Allah' a itaattan çıktığında مردالرجل denir. Bunun sıfatları مارد ve 

مريد şeklinde gelir ki inatçı demektir.


فَلَيُبَتِّكُنَّ: 
Mutlaka kesecekler demektir. Betk, kesmek manasınadır. Bu kökten, keskin kılıc سيف باتكdenir.

مَح۪يصًا:Mahis "kaçtı" manasına gelen حاصden türemiş olup "kaçılacak yer" manasınadır. 

خليلا: Halil, samimi sevgi manasına gelen hulle' den türemiş olup dost manasınadır. Sa'leb şöyle der: Dost sevgisi, kalbe girip boş yer bırakmayacak şekilde onu doldurduğu için dosta "halil" denilmiştir. Şair Beşşar şöyle der: Sen benim kalbimin her tarafını doldurdun. Böyle yaptığı için dosta halil denildi.[Kurtubi, 5 / 400]


الشح:Şuhh aşırı cimrilik demektir.

المعلقة:Mualleka, askıda kalmış yani, boşanmamış ama kocası da yok, demektir.

NÜZUL SEBEBİ
 a) Tu'me b. Übeyrik hırsızlık edip de Rasulullah (s.a.v.), elinin kesilmesine hükmedince Mekke'ye kaçarak İslam' dan döndü. Bunun üzerine Yüce Allah
 وَمَنْ يُشَاقِقِ الرَّسُولَ مِنْ بَعْدِ مَا تَبَيَّنَ لَهُ الْهُدٰى (nisa 115.ayeti nazil oldu)

[Kurtubî 5/385]


b) Katade şöyle der: Mü'minlerle Ehl-i Kitap, karşılıklı olarak kendilerini övdüler. Ehl-i Kitap: "Bizim peygamberimiz sizin peygamberinizden önce geldi, kitabımız da sizin kitabınızdan önce indi. Dolayısıyle biz Allah'a sizden daha yakınız" dediler. Mü'minler de: "Bizim peygamberimiz, peygamberlerin sonuncusudur, kitabımız da diğer kitapların hükümlerini kaldırmıştır" dediler. Bunun üzerine:

لَيْسَ بِاَمَانِيِّكُمْ وَلَٓا اَمَانِيِّ اَهْلِ الْكِتَابِۜ (nisa 123.ayeti nazil oldu) 


AYETİN TEFSİRİ

وَالَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ سَنُدْخِلُهُمْ جَنَّاتٍ تَجْر۪ي مِنْ تَحْتِهَا الْاَنْهَارُ خَالِد۪ينَ ف۪يهَٓا اَبَدًاۜ
İman eden ve iyi işler yapanlar içinde ebedi kalmak üzere zemininden ırmaklar akan naim Cennetine koyacağız. Onlar buradan hiç ayrılmayacak ve zeval bulmayacaklardır.
وَعْدَ اللّٰهِ حَقًّاۜ
Bu, Allah'ın öyle bir vaadidir ki, onda şek ve şüphe yoktur

وَمَنْ اَصْدَقُ مِنَ اللّٰهِ ق۪يلًا
Kim, Allah' tan daha doğru söyler? Bu soru, olumsuzluk ifade eder. Yani: "Allah' tan daha doğru söz söyleyecek hiç kimse yoktur: Ebussuûd şöyle der: Bundan maksat şeytanın dostlarına yaptığı yalancı vaatlere, Allah'ın dostlarına yaptığı doğru vaatle karşılık vermektir.[Ebussuûd Tefsiri, I/384.]


2) ONLARA RABLERİNDEN MÜKÂFAT VARDIR:

Nisa suresi 124.ayet-i kerime Safvetü't-Tefasir

وَمَنْ يَعْمَلْ مِنَ الصَّالِحَاتِ مِنْ ذَكَرٍ اَوْ اُنْثٰى وَهُوَ مُؤْمِنٌ فَاُو۬لٰٓئِكَ يَدْخُلُونَ الْجَنَّةَ وَلَا يُظْلَمُونَ نَق۪يرًا


Vemen ya’mel mine-ssâlihâti min żekerin ev unśâ vehuve mu/minun feulâ-ike yedḣulûne-lcennete velâ yuzlemûne nakîrâ(n)


وَمَنْ يَعْمَلْ مِنَ الصَّالِحَاتِ مِنْ ذَكَرٍ اَوْ اُنْثٰى وَهُوَ مُؤْمِنٌ 
İman etmiş olmak şartıyle, erkek olsun kadın olsun, kim iyi işler yaparsa,
فَاُو۬لٰٓئِكَ يَدْخُلُونَ الْجَنَّةَ وَلَا يُظْلَمُونَ نَق۪يرًا
İşte onları Allah Cennete sokar ve amellerinin sevabından en küçük bir şey eksik verilmez. Mükafatı veren, merhametlilerin en merhametlisi Allah olduktan sonra nasıl Cennete girmezler! Nasıl hakları tam ödenmez! İman etmiş olma kaydı, imansız amelin fayda vermeyeceğini açıklar. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Your Ad Spot

Sayfalar