“Cennet annelerin ayakları altındadır” hadisi hakkında bazı arkadaşlarımız mevzu/uydurma dediler. Bu konuda bizi aydınlatır mısınız? Bu hadis uydurma bir hadis midir? Birde nasıl anlaşılmalıdır? Tüm anneler için mi geçerlidir? Teşekkür ederiz.
Cevap:
“Cennet annelerin ayakları altındadır” hadisinin, kaynaklarımızda iki rivayeti vardır. Bu iki rivayetten en meşhuru Enes b. Malik’in (ra) aktardığı rivayettir. Bu rivayete göre Efendimiz (sas) bir gün: ” الْجَنَّةُ تَحْتَ أَقْدَامِ الْأُمَّهَاتِ/
Cennet annelerin ayaklarının altındadır.” buyurmuştur. (İmam Kuzâî, Müsned eş-Şihâb, c.1, s. 189)
ed-Dulâbî’nin yine Enes b. Malik’ten naklettiğine göre ise rivayet şöyle geçmektedir. Hz. Peygamber (sas) buyurmuştur ki: “Sanki ben ateşe çağıran adamı (görevli meleği) görüyor gibiyim. (O diyor ki:) Ya Hannan! Ya Mennan! Cennet annelerin ayakları altındadır.” (er-Razî, ed-Dulâbî, el-Küna ve’l-Esma, c. 3, s. 1091)
Enes b. Malik’ten nakledilen bu rivayet gerek isnad zincirindeki bazı ravilerden dolayı, gerekse metinden dolayı tenkid edilmiş, bazılarına göre zayıf, bazılarına göre münker, bazılarına göre ise hasen olmadığı beyan edilmiştir. Nâsırüddin el-Elbânî’nin değerlendirmesi de zayıf olduğu yönündedir. (el-Elbânî, Sahih ve Daîf el-Câmiu’s-Sağir, c.1, s. 642)
İkinci rivayete gelince onu nakleden Muaviye b. Câhime’dir. Anlattığına göre, İbn Câhime (ra) bir gün Hz. Peygamber’e (sas) geldi ve: “Ey Allah’ın Resulü, ben gazveye (cihad) katılmak istiyorum, bu konuda sizinle istişare etmeye geldim” dedi. Resûlullah (sas): “Annen var mı? (hayatta mı?)” diye sordu. “Evet” deyince, “Öyleyse ondan ayrılma, zira cennet onun ayağının altındadır” buyurdu. (Nesâî, Cihâd, 25)
İmam Nesâî’nin dışında İbn Mace’de, (Kitabü’l-Cihad, 24) Ahmed b. Hanbel’de, (el-Müsned, c. 34, s. 299) ve başka kaynaklarda da geçen bu rivayet hakkında alimlerimiz hasen ve sahih demişlerdir.
İmam Aclûnî, Keşfü’l-Hafâ’da rivayetlerin değerlendirmesini yaparken iki rivayeti bir ele almış, başlıkta verdiği:
الْجَنَّةُ تَحْتَ أَقْدَامِ الْأُمَّهَاتِ rivayetinin altına, yukarıda verdiğimiz Muaviye b. Câhime rivayetini değerlendirmiş, bazı ravilerin zayıflığını söylemişse de, ikinci rivayet için net bir görüş ortaya koymamıştır. (el-Aclûnî, Keşfu’l-Hafâ, c. 1 s. 299)
Hâkim en-Nisâbûrî ise bu hadisin sahih olduğunu belirtirken, İmam Zehebî ise yaptığı değerlendirme de bunu tasdik etmiştir. (Zehebî, Telhîsü’l-Müstedrek, c. 2, s. 114)
Yine Nâsırüddin el-Elbânî, bu rivayetin senedinin hasen olduğunu belirtmiştir. (Elbânî, Sahihu ve Daifu Süneni’n-Nesaî, c. 7, s. 176) Dolayısı ile bu rivayet birçok alimimizin tespitine göre sahih veyahut hasendir.
Hadisin verdiği mesaja gelince, Kur’an’ı Kerim’de onlarca ayette (İsra, 24; Lokman, 14; Ahkaf, 15…) ve Efendimiz’in (sas) kutlu beyanları içerisinde geçen onlarca hadisi şeriflerde, anne-baba rızası özelliklede anne hakkı cennet sebebi olarak sayılmıştır. Annenin evladından razı olması, evlada cennet kazandırttığı için, Efendimiz (sas) annenin ayağının altına cenneti koymuştur. Yani onun rızası ile cennetin kazanılabileceğini belirtmiştir.
Hz. Peygamber’in (sas) bu hadisteki müjdesi anneden ziyade çocuklara verilmiş bir müjdedir. Hadis, bütün anneler cennete gidecektir şeklinde anlaşılmaz. Bilakis Allah’ın (cc) emrine uyarak, annesini meşru daire içerisinde hoşnut edip, onun gönlünü hoş eden, böylece hem annesini, hem Rabbini memnun eden çocuğun cennete gireceğini belirtir.
Şu ayet-i kerimeyi hiçbir zaman unutmayalım: “Biz insana, ana-babasına iyilik etmesini tavsiye ettik. Annesi onu zahmetle taşıdı ve zahmetle doğurdu. Taşınması ile sütten kesilmesi, otuz ay sürer. Nihayet insan, güçlü çağına erip kırk yaşına varınca der ki: Rabbim! Bana ve ana-babama verdiğin nimete şükretmemi ve razı olacağın yararlı iş yapmamı temin et. Benim için de zürriyetim için de iyiliği devam ettir. Ben sana döndüm. Ve elbette ki ben müslümanlardanım.” (Ahkâf, 15)
Ben buradan annelerimize ve babalarımıza sesleniyorum;
Bu ayetler ve hadisler evlatların anne-babalarına çok iyi davranmaları ve sahip çıkmaları için birer emir ve buyruktur. Birde meseleye şöyle bakalım kardeşlerim: Bir annenin ayağının altı aynı zamanda cehennem de olabilir. Bir anne baba eğer çocuğuna cennete giden yolları öğretmediyse bu ayetler ve hadisleri kendi nefsani çıkarları için kullanıyorsa, çocuğu annesinin dizinin dibinden ayrılmaz ama bakmakla yükümlü olduğu ailesini aç ve sahipsiz bırakırsa bir anne bunu görüpde evladını uyarmazsa "Oğlum evlatlarınla ilgilen onları nasıl aç ve sahipsiz bırakırsın" demez de görmezden gelirse kusura bakmayın ama o anne ya da baba cehenneme en önde gidenlerden olur.
Başka bir örnek vereyim hayatın içinde çok karşılaşıyoruz. Kızı tesettürde takvayı daha güzelini yapmaya kalktığında çarşafı şerifi giydiğinde anne-babalık hakkını öne sürer helallik vermez ise kusura bakmayın ama bizler Allah'ın gazabını çekmeye başladık demektir. Allah'ın farzını bilip evlatlarımızla paylaşmayı onları yetiştirirken Hz. Hatice'yi, Hz. Aişe'yi...vb.. Hz.Muhammed (sav) Hz. Ebubekir Sıddık(ra)..vb diğer sahabileri anlatmıyorsak çocuklar bunlardan habersiz büyüyorlarsa ve biz sadece kendi gerçekleştiremediğimiz hayallerimizi çocuklarımızda gerçekleştirme çabasına giripte gaflete düşer isek işte bizi de bu gafletten cehennem ateşi uyandırır..
Kardeşlerim bizler büyükanne ve babalar olarak gençlerimize sorumlulukları için onlara yaptırım uygulamaz isek cehennemde yerimiz hazır demektir. Bu ceza değil gerekirse nasıl okul hayatında başarılı olması için her türlü argümanları kullanıyoruz pisikolojik taktikleri deniyor ise aynı şekilde cennete giden yolların taşlarını temizleyip çocuklarımızın yürüyebileceği hatta ilerleyebileceği bir yol haline getirmeliyiz. Ahir zaman ümmeti anne baba olabilmek çok zor ama imkansız değil çaba bizden başarı Allah'tan.. Allah yar ve yardımcımız olsun kardeşlerim görüşmek üzere inşaallah Allaha emanet olunuz..
Rabbim hepimize bu şuuru nasip etsin.
Hâkim en-Nisâbûrî ise bu hadisin sahih olduğunu belirtirken, İmam Zehebî ise yaptığı değerlendirme de bunu tasdik etmiştir. (Zehebî, Telhîsü’l-Müstedrek, c. 2, s. 114)
Yine Nâsırüddin el-Elbânî, bu rivayetin senedinin hasen olduğunu belirtmiştir. (Elbânî, Sahihu ve Daifu Süneni’n-Nesaî, c. 7, s. 176) Dolayısı ile bu rivayet birçok alimimizin tespitine göre sahih veyahut hasendir.
Hadisin verdiği mesaja gelince, Kur’an’ı Kerim’de onlarca ayette (İsra, 24; Lokman, 14; Ahkaf, 15…) ve Efendimiz’in (sas) kutlu beyanları içerisinde geçen onlarca hadisi şeriflerde, anne-baba rızası özelliklede anne hakkı cennet sebebi olarak sayılmıştır. Annenin evladından razı olması, evlada cennet kazandırttığı için, Efendimiz (sas) annenin ayağının altına cenneti koymuştur. Yani onun rızası ile cennetin kazanılabileceğini belirtmiştir.
Hz. Peygamber’in (sas) bu hadisteki müjdesi anneden ziyade çocuklara verilmiş bir müjdedir. Hadis, bütün anneler cennete gidecektir şeklinde anlaşılmaz. Bilakis Allah’ın (cc) emrine uyarak, annesini meşru daire içerisinde hoşnut edip, onun gönlünü hoş eden, böylece hem annesini, hem Rabbini memnun eden çocuğun cennete gireceğini belirtir.
Şu ayet-i kerimeyi hiçbir zaman unutmayalım: “Biz insana, ana-babasına iyilik etmesini tavsiye ettik. Annesi onu zahmetle taşıdı ve zahmetle doğurdu. Taşınması ile sütten kesilmesi, otuz ay sürer. Nihayet insan, güçlü çağına erip kırk yaşına varınca der ki: Rabbim! Bana ve ana-babama verdiğin nimete şükretmemi ve razı olacağın yararlı iş yapmamı temin et. Benim için de zürriyetim için de iyiliği devam ettir. Ben sana döndüm. Ve elbette ki ben müslümanlardanım.” (Ahkâf, 15)
Ben buradan annelerimize ve babalarımıza sesleniyorum;
Bu ayetler ve hadisler evlatların anne-babalarına çok iyi davranmaları ve sahip çıkmaları için birer emir ve buyruktur. Birde meseleye şöyle bakalım kardeşlerim: Bir annenin ayağının altı aynı zamanda cehennem de olabilir. Bir anne baba eğer çocuğuna cennete giden yolları öğretmediyse bu ayetler ve hadisleri kendi nefsani çıkarları için kullanıyorsa, çocuğu annesinin dizinin dibinden ayrılmaz ama bakmakla yükümlü olduğu ailesini aç ve sahipsiz bırakırsa bir anne bunu görüpde evladını uyarmazsa "Oğlum evlatlarınla ilgilen onları nasıl aç ve sahipsiz bırakırsın" demez de görmezden gelirse kusura bakmayın ama o anne ya da baba cehenneme en önde gidenlerden olur.
Başka bir örnek vereyim hayatın içinde çok karşılaşıyoruz. Kızı tesettürde takvayı daha güzelini yapmaya kalktığında çarşafı şerifi giydiğinde anne-babalık hakkını öne sürer helallik vermez ise kusura bakmayın ama bizler Allah'ın gazabını çekmeye başladık demektir. Allah'ın farzını bilip evlatlarımızla paylaşmayı onları yetiştirirken Hz. Hatice'yi, Hz. Aişe'yi...vb.. Hz.Muhammed (sav) Hz. Ebubekir Sıddık(ra)..vb diğer sahabileri anlatmıyorsak çocuklar bunlardan habersiz büyüyorlarsa ve biz sadece kendi gerçekleştiremediğimiz hayallerimizi çocuklarımızda gerçekleştirme çabasına giripte gaflete düşer isek işte bizi de bu gafletten cehennem ateşi uyandırır..
Kardeşlerim bizler büyükanne ve babalar olarak gençlerimize sorumlulukları için onlara yaptırım uygulamaz isek cehennemde yerimiz hazır demektir. Bu ceza değil gerekirse nasıl okul hayatında başarılı olması için her türlü argümanları kullanıyoruz pisikolojik taktikleri deniyor ise aynı şekilde cennete giden yolların taşlarını temizleyip çocuklarımızın yürüyebileceği hatta ilerleyebileceği bir yol haline getirmeliyiz. Ahir zaman ümmeti anne baba olabilmek çok zor ama imkansız değil çaba bizden başarı Allah'tan.. Allah yar ve yardımcımız olsun kardeşlerim görüşmek üzere inşaallah Allaha emanet olunuz..
Rabbim hepimize bu şuuru nasip etsin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder